İdrar Kaçırma

KADIN VE ERKEKTE İDRAR KAÇIRMA SIKLIĞI VE RİSK FAKTÖRLERİ

İdrar kaçırma kişilerin hem kendilerine hem de ailelerine önemli psikolojik, hijyenik ve sosyoekonomik etkileri olan önemli bir sağlık sorunudur.

İdrar kaçırma kişinin yaşam kalitesini düşürmekte, halk sağlığına anlamlı sosyoekonomik yükler getirmektedir.

İdrar kaçırma prevalansı (sıklığı) denilince; belirli bir toplumda belli bir zamandaki idrar kaçırma olasılığı yüzde (%) olarak belirtilmektedir. Uluslararası kontinans derneğinin tanımlamasına göre, idrar kaçırma; idrarın istemsiz kaybı şeklinde tanımlanmaktadır. Sosyal ve hijyenik bir problem olması yanı sıra sadece mağdur bireylerin değil, ailelerinin de yaşam kalitesine ve sosyoekonomik yaşamına yönelik olumsuz etkileri ortaya çıkmaktadır. İdrar kaçırmanın stress idrar kaçırma, sıkışma idrar kaçırma, karışık tip idrar kaçırma, nokturnalenürezis (gece alt ıslatma) ve sürekli idrar kaçırma gibi alt tiplendirmeleri söz konusudur. 

Erkeklerde idrar kaçırma sıklığı

İdrar kaçırma sıklığıerkeklerdekadınlardandaha azdır. Literatürde her iki sekste idrar kaçırma prevalansına yönelik araştırmalar kadınlarda daha fazla olmak üzere yıllara göre lineer bir artış göstermektedir. Erkeklerdeki idrar kaçırma prevalansı geniş bir oranda farklıklar göstermektedir. Erkeklerde idrar kaçırma oranları % 1 - % 39 arasında değişmektedir. Litereratürdeki çalışmaların genel olarak değerlendirilmesi ile erkeklerde sıkışma idrar kaçırmasının, kadınlarda ise stres tipte kaçırmanın ön planda olduğu görülmektedir. Ülkemizde erkeklerde idrar kaçırmanın sıklığına yönelik araştırmaların kadınlara yönelik yapılan çalışmalara oranla çok az olduğu söylenebilir. Dr. Ateşkan ve arkadaşları ortalama yaşı 72 olan, geriatri ve dahiliye poliklinik takipli erkek hasta grubunda idrar kaçırma prevalansını % 21.5 olarak saptamış, en sık ise görülenin sıkışma tipi kaçırma (% 56.4) olduğu belirlenmiştir. Bu sorun nedeniyle doktora başvurma oranları ise oldukça düşük olup, % 10.3 olarak bildirilmiştir.

Erkeklerde idrar kaçırmaya yönelik risk faktörleri

Erkeklerde idrar kaçırmanın gelişiminde risk faktörlerini ve diğer ilişkili durumları belirlemeye yönelik çalışmalar yapılmıştır. Bu çalışmalar erkeklerde idrar kaçırmaya yönelik koruma önlemlerinin geliştirilmesi ve tedavi stratejilerinin belirlenmesinde önem taşımaktadır. Literatürde erkek idrar kaçırmasının gelişiminde pek çok risk faktörü tanımlanmıştır (Tablo 1). 

Erkeklerde  idrar kaçırma için belirlenen risk faktörleri

Yaşlanma / Alt üriner sistem semptomlarının varlığı

Diabetesmellitus

Nörolojik hastalıklar (Parkinson, demans, multipl skleroz, multisistematrofi,  spinal travma, felç, vb.)

Obesite

İlaçlar (özellikle diüretikler, antikonvülsan ilaçlar)

Radikal pelvik / prostat cerrahisi

Üriner enfeksiyon

Kahve alışkanlığı  (günde > 2 kupa)

İmmobilite

 

İdrar kaçırmanın bireyin (özellikle yaşlının) fiziksel fonksiyonlarına yönelik belirgin etkileri vardır. Yaşlanma ile bireylerde eşlik eden kolaylaştırıcı durumlar artmakta ve pek çok durum idrar kaçırma gelişimi ile ilişkili bulunmaktadır. Düzenli yürüyüş yapanlarda kaçırma oranları daha ağır fiziksel egzersiz yapanlara oranla daha düşük iken, yine sakin yaşam tarzı olanlara göre düzenli yürüyüş yapanlarda uyarlanmış risk oranı daha düşük olarak saptanmıştır. Buradaki sonuçlar düzenli fiziksel aktivitenin idrar kaçırma riskini azalttığını desteklemektedir. İdrar kaçırmanın fiziksel kısıtlamalara ve düşme riskine ilişkin bağlantısına yönelik araştırmalar da yapılmıştır. İdrar kaçırmanın artmış düşme riski ve felç ile ilişkili olduğu gösterilmiştir.  Felç geçiren bireylerde idrar kaçırma yaygın olarak görülmektedir. Ancak felç geçirenlerde ilk yılsonunda idrar kaçırma oranlarında yaklaşık % 35 gerileme olmaktadır. Daha şiddetli felç geçirenlerde idrar kaçırma gelişmesi riski artmakta, düzelme riski aksine azalmaktadır. Felç sonrası gelişen kaçırma ile psikolojik etkilenmenin yüksek olduğu, yaşam kalitesinin olumsuz olarak etkilendiği belirtilmiştir. 

Şeker hastalığı, antihipertansif, antipsikotikler gibi kronik ilaç kullanımı olanlarda, kaçırmada belirgin artış olduğu saptanmıştır. Erkeklerde geçirilmiş prostat operasyonları başta olmak üzere pelvik cerrahinin idrar kaçırma için bir risk faktörü olduğu bilinmektedir. Prostatın iyi huylu yada kansere bağlı cerrahisi sonrası ile radyoterapi sonrası ortaya çıkabilen idrar kaçırma erkeklerde son derece sıkıntılı bir durum olup, lokalize prostat kanseri sonrası en çok korkulan yakınma olmaya devam etmektedir. Yaşlanan erkekte ortaya çıkan iyi huylu ya da kanserli prostat büyümelerine karşı uygulanan operasyonlar artmakta, dolayısı ile olası bir idrar kaçırmanın yaşam kalitesi üzerindeki etkisi daha da önem kazanmaktadır. Prostat operasyonları sonrası ortaya çıkan idrar kaçırma için üniversal kabullenilmiş bir kaçırma tanımı yoktur. Ameliyat öncesi hastanın durumu, idrar kaçırmanın tanımlanması, değerlendirme şekli ve zamanlaması ile cerrahi deneyim,prostatektomi sonrası idrar kaçırma gelişmesinde önemli faktörlerdir. Prostat ameliyatı sonrası idrar kaçırma oranları farklı serilerde % 2 - % 60 arasında değişmekle birlikte, yüksek volümlü ve deneyimli cerrahların olduğu merkezlerde cerrahiden bir yıl sonra idrar kaçırma oranları % 5’den az olarak bildirilmektedir. Kaçırma alt gruplamasında genel olarak  % 50 stres, % 40 karışık, % 10 sıkışma tip idrar kaçırma gelişmektedir.

Kanser nedeniyle Radikal prostatektomiameliyatı sonrası süreğen ve sıkıntı yaratan kaçırma görülme oranları ise kaçırmanın tanımlamasının farklılıklarına bağlı olarak % 1 - % 40 arasında değişmektedir. Hastanın anatomisi, önceden varolan işeme disfonksiyonu, idrarı tutmamızı sağlayan intrensiksfinkterin yetmezliği, parkinson hastalığı veya spinalkordyaralanmalı hastalarda görülebilecek nörojenikmesane aşırı aktivitesi, uygulanan cerrahi teknik ve deneyim kaçırma gelişmesinde rol oynayan önemli faktörlerdir. Yaşlanma ameliyat sonrası idrar kaçırma için bağımsız bir risk faktörüdür. Bu durum muhtemelen yaşlanma ile dış sfinkterdeki çizgili kasların azalmasına bağlanmaktadır. Belirgin kilolu(vücut kitle indeksi özellikle 30 kg/m2 üzerinde olanlarda) cerrahi sonrası kaçırma oranları zayıf kişilere göre yaklaşık 3 kat artmaktadır. Önceden radyoterapi/kriyoterapi geçirenlerde uygulanan kurtarma cerrahileri sonrası idrar kaçırma daha fazla oranda görülmektedir. İyi bir cerrahi deneyim, uygun ameliyat tekniği, sinir koruyucu yaklaşım, mesane boynu ve sfinkterin korunması koruyucu önlemler olarak öne çıkmaktadır.

İdrar kaçırmanın etkisi

İdrar kaçırmanın yaşam kalitesi, uyku düzeni, seksüel fonksiyonlar, depresyon, düşme ve kırık riski, çalışma kapasitesine yönelik olumsuz etkileri kadınlarda iyi bilinirken, erkeklerde buna yönelik çalışmalar daha azdır.İdrar kaçırmanın başlamasının yaşlanan bireyde psikolojik gerginlik gelişmesinin öngörüsel bir faktörü olduğu vurgulanmaktadır. Etkilenen kişinin ev dışı aktiviteleri kısıtlanmakta, psikososyal fonksiyonları olumsuz olarak etkilenmektedir. 

Kadınlarda idrar kaçırma sıklığı

Literatürde kadınlarda idrar kaçırma oranları geniş bir aralıkta değişkenlik göstermektedir.Çalışmalarda kaçırmaya yönelik farklı tanımlamaların kullanılması, popülasyonun özellikleri, araştırma tipi, katılımcıların yaş, cinsiyet ve sorgulama formuna yanıt oranlarındaki farklılıklar bu değişkenliklerin nedeni olabilir. Ancak çalışmaların hemen tümünde kadınlarda belirlenen idrar kaçırma oranlarının, erkeklerden daha yüksek olduğu söylenebilir. Kadınlarda idrar kaçırma prevelansının 65 yaşa kadar yaş ile orantılı olarak arttığı belirlenmiştir (Şekil 1). 


Şekil 1. 20 yaş üstü kadınlarda genel idrar kaçırma oranları (%).

Kadınlarda idrar kaçırmanın sıklığı% 12 ile  % 53 arasında değişmektedir. Bakımevinde kalan yaşlılarda ise % 80’lere kadar ulaşan idrar kaçırma oranları saptanmıştır.Gebelerde idrar kaçırmanın risk faktörü olduğu, doğum yaşının ≥ 35 olması, şişmanlık, ailesel kaçırma varlığı olması ve artan doğum sayıları da diğer faktörler olarak gösterilmektedir. 

Ülkemizdeki kadınlarda idrar kaçırma prevalansı

Ülkemizdeki çalışmalarda ortaya konan kadın idrar kaçırma prevalans oranları yurt dışındaki çalışmalar ile uyumludur. Türkiye’de, Aydın ilimizde yaptığımız çalışmada 18 yaş üstü kadınlarda idrar kaçırma oranını  % 25.8 olarak bulduk. Türkiye’deki kaçırma çalışmalarının 2010 yılında yapılan bir derlemesinde, 15-70 yaş ve üzeri kadınlarda idrar kaçırma oranı % 20.5 - % 68.8 olarak saptanmıştır.  Doğu Anadolu’da ise 17 yaş üstü kadınlarda bu oran % 46.3’e ulaşmaktadır. 

İdrar kaçırma tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de pek çok kadının yaşam kalitesini hafif-orta derecede olumsuz olarak etkilerken, tıbbi yardım alma oranları düşük kalmakta ve özellikle artan yaş ile birlikte azalmaktadır.  Kadınlardaki utanma duygusu, idrar kaçırmanın yaşlanmanın doğal bir sonucu olduğu yanılgısı ve güncel tedavi seçeneklerinden habersiz olmaları düşük tıbbi yardım alma isteklerine yol açıyor olabilir. Burada etkin bir sağlık servisi vermek için medyaya, sağlık politikası belirleyicilerine, tıbbi yardım servislerine, kaçırmaya yönelik tanı, tedavi ve bakım veren hekim ve yardımcı sağlık personellere de önemli görevler düşmektedir.

Sitemizin içeriği ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Bilgiler hekim tedavisinin ya da konsültasyonunun yerini alamaz. Site bilgilerine dayanarak tanı ve tedavinin yönlendirilmesi önerilmez. Sitede ilgili yasa içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı yoktur.